Bu yolculuk oturarak bitmeyecek

Yolculuk iyi gidiyor benim için.annemle tekrar yer değiştirdik.yine koridora atlama ve oyun alanına çevirme şansım vardı.Hiç yapamayacak olsam da yinede ufak bi umut vardı içimde.Bizim vagonda birkaç tane çocuk vardı.benim yaşlarımda onlar gezinebiliyorlardı.ikisi kız bir tanesi erkek.Güzel olan kızın saçları sapsarı ince ince örülmüş üstünde yeşil bir kazak altında pembe bir etek ve beyaz külotlu çorabıyla beni etkilemişti.Gözlerimin odak noktası olmuştu.her bakışım ilk başta onunla başlıyordu.bir diğeri kötü giyimliydi.Erkek ise saçları jöleli,mavi kazağı ve sanki çok mutluymuşçasına bir gülümsemesi vardı.Çekiniyordum ve sadece kafamı sola yani koridora doğru hafifçe eğerek onları izlemekten başka bir şey yapamıyordum.onların gülüşmelerini,itişip koşuşturmalarını sanki tekerlekli sandalyede izliyor gibiydim.Hareket edemiyordum.üzülmüştüm bu hareketsiz çocuğa.Annemden kontrol edilmiş biletimi istedim.Üstünü okumaya çalıştım ve haylazca yuvarladım bileti sigara gibi yaptım 2 nefes çektikten sonra düzeltip sağ cebime koydum.Çünkü risk teşkil etmiyordu artık biletin kaybolmuş olması.ama benim için değerliydi çünkü 18 numara benim.İçimdeki heyecan beni daha fazla yerimde oturtamazdı.Anneme gezinebilir miyim diye sordum annemden olumlu yanıt aldım ve belimi sola doğru kıvırarak eğimle birlikte kendimi koridora atmıştım ve yerdeki tozlu,pis halıya baka baka vagonun arka kapısına doğru gittim.hiç bir yere hiçbir kimseye bakmamıştım.sırtımı vagonun arka kapısına verdim ve eğik başımı bir den kaldırdım tam karşıya bakıyordum vagonun diğer kapısına.Kambur sırtımı da düzelttim artık tam bir asker edasındaydım.Ciddiydim çünkü “o” amcada ciddiydi ve sert bir duruşu vardı.Yavaş yavaş yürümeye başladım sert ve kendimden emin yolculara bakıyordum.Yaşlı teyzeler benden makas almaya bayılıyorlardı.Bense hiç istifimi bozmuyordum.İçimden “bilet kontrol” diyordum ve sanki yolcuların biletlerini tek tek kontrol edip;yoluma devam ediyordum.Trenin raylar üzerinde ki sarsıntısı beni çok etkilemiyordu çünkü ben mahalledeki arkadaşlarımla hep duvar üstünde yürüdük ağaçlara,direklere tırmanmıştık.Biraz daha ilerledikten sonra sağ tarafımdaki koltuğa baktım koridor tarafı boş ama cam kenarında bi kadın oturuyordu ve kadına dedim ki:
“Bilet kontrol.”kadın uzattı biletini “uyurun” dedi.Ağzımla “şık şık” dedim bileti deldikten sonra iyi yolculuklar diyerek yoluma devam ettim.Ben belki de kondüktör olmuştum ve annem de benim yolcum olmuştu.hiç arkama bakmadan devam ettim.diğer yolcularla diyalog ve bilet kesim işini içimden yapıyordum sadece onlara bakıyordum.sert ve kendimden emin.Çocukların yanından geçiyordum onlarla tanışmak onlarla o uzun koridorda koşuşturmak ebele meç oynamak istiyordum.Hafifçe pembe etekli kıza çarptım çok garip bir şeydi.İçim patlıcaktı sanki heyecandan.mahallemdeki arkadaşım değil o.Özür diledim yoluma devam ettim ama artık tadım kaçmıştı kondüktör olmak istemiyordum;kimsenin de biletini kontrol etmiyordum artık.Ben o pembeli kızla oynamak istiyordum.Sıkıldım ve yerime dönmeye karar verdim.artık o asker gibi biletçiden eser yoktu.Güvensiz çaresiz ve canı sıkılan ufak velet vardı.Attım kendimi koltuğuma.öfff ledim sağıma baktı; anneme “ne zaman geleceğiz” dedim.Annem anladı ki asıl yolculuk şimdi başlıyordu.Ben onlarla oynamak istiyorum ama söyleyemiyorum kimseye.En iyisi annemin dediği “uyursam daha çabuk geliriz” sözüne inanmaktı.Yumdum gözlerimi hafiften ağzım aralanmış.Köpek dişlerimin yanındaki dişlerimin altı hafifçe gözüküyordu.kafamda arkaya doğru yattığından kurumuş sarı sümüklerimde gözüküyormuş.Ben uyuyorum şimdi,biraz daha uyuduktan sonra uyanacağım…ve anneme en can alıcı sorulardan olan “neredeyiz” sorularının ilkini soracağım.





Diğer bölüm:Önemli olan giriştir…

Hiç yorum yok: